03 Haziran 2009

blog da bir defter midir


bugün şirret bir fenomen haline gelen gazeteler çok değil yarım yüzyıl önce hakikatten havadisler veren saygın, özgür ve bağımsız bir kurum mahiyetindeydi

taşınıyoruz... bir defter daha kapanıyor sanki, ankara defterini arkamda bırakıyor gibiyim. yalnız şunun da az da olsa farkındayım, bu defter içine en çok şey yazdığım defter olduğu şimdiye kadar... yazdıklarım çok anlamlı da defterin kendisi biraz, nasıl diyim, dandirik... dürrük... hakaret olmayan ama hakaret etkisi yaratan bir söz koyun buraya işte...

taşınıyoruz, nerden nereye derseniz, evden eve kentten kente... geyve'ye temelli dönüş. bütün arkadaşlarım bana ankara'da iş bul diyor ama bunu diyenler ya kendileri işsiz ya da sektörlerimiz çoooook farklı (ah be kanka, bankacı mı olayım, o taraflardan dönene kadar göbeğim çatladı zaten).

defter kapamaya alışığım.
gazete defterini de çabucak kapattım. o konuda da karalarım bir şeyler... yalnız şunun hesabını sormak istiyorum; çocukluğumda çok saygın bir meslek olan gazeteciliği kim bu hale getirdi. tamam hesaplaşmak ve itirafta bulunmak lazım ki ben bu kötü gazetecilikle mücadele etmeliyken edemedim...

ama domuz çukuruna giren kısrak yelesini temiz tuttu diye, domuzlar domuz olmaktan vazgeçer mi?

bana öyle olmaz gibi göründü. ben de muzaffer komutan napolyon'un bineği gibi salına salına girdiğim çukurdan, waterloo'da rezil olmuş napolyon'un bineği gibi ezik ve hayal kırıklığına uğramış biçimde çıktım işte...

yalnız şu da var; evi taşıyacak olan nakliye şirketinin yetkilisi eşyalara bakmak için geldiğinde, evdeki yaklaşık iki düzine kutunun tamamında kitap olduğunu görünce ne iş yaptımı sorma gereği hissetti. ablam üniversite hocası olduğunu, benim de bir süre gazetecilik yaptığımı söyledi. bazıları için gazetecilik hala saygın bir meslekti herhalde, adamcağızın gözleri parladı...

yazar olmak için kütüphaneler dolsu yazmak gerekmez
ama okur olmak için de yüzlerce kitap okumuş olmak yetmez...

yine de şu bir gerçek ki, ben kendimi gazeteciden çok yazar olarak tanımlamayı tercih ederim. tamam henüz blog yazarlığında bile bir kariyer yapamadım ama çalışmalarım sürüyor efenim...

başka kapattığım defterler de "portfolio" listesindeki defterler oldu... internet yazarlığımın algı alanını dağıtan farklı projelerden çekildimtrak. blog yazıyorum işte, derli toplu internet sitesi yayınlamak isteyen blog yazılarıma link versin.

not: blog defterini kapatmam aga... blogun adı serhatozturk olunca, bidaha bulamazsam diye tırsıyorum :) gmail adım bile böyle net değil...

nnot: hayır, ben sevdim mi adam gibi değil çocuk gibi seviyorum... ama mümkünse sen de beni sevme, sen de ayı gibi seviyorsun arkadaş...

nnnot: bi de, abi ayı benim, lütfen ayılığı elimden almayınız... moğaaaaaaaaaaıııı (ayı sesi)

Hiç yorum yok:

Bunu Okumadan Geçmeyin

Bana inanmıyorsun bari korsana da inanma

Bilişim güvenliği uzmanı falan değilim. Bilgisayar mühendisi ya da programcısı da değilim. Hatta matematiği CB ile, mantığı (beşinci alışımd...

Blogun Kare Ası