17 Aralık 2009

Yazmaya özenen kaplumbağa


Diyelim ki eşgalimiz de emsalimiz de kaplumbağa; ömrümüz de bu kerataya denk düşerse yandık ki ne yandık...

Masal derleyicisi Ezop’un günümüze naklettiği masallardandır “Uçmaya özenen kaplumbağa.”

Kaplumbağa uçabilmek için iki kuşla anlaşır. Onların gagalarına aldığı dal parçasını ısırarak, ağzıyla tutunur. Böylece kuşlar havalanınca kaplumbağa da onlarla birlikte göğe yükseliverir. İlk kez "kuş bakışı" olarak gördüğü manzarayla vecde gelen kaplumbağa bir mutluluk haykırışı atmak için ısırdığı dal parçasını bırakmış olur. Tutunacak dalı kalmayan zavallı kaplumbağanın tek seçeneği düşüp ölmektir.

Galiba, diyorum tüm yaşadıklarımdan sonra, ben de yazmaya özenen kaplumbağa olarak, kendim ettim kendim buldum. Başıma gelenleri de hak ettim.

Hep olmak istediğim adam oldum, dünyada geçen 26 yılımın sonunda. Şimdiyse,  dünyadan göçüp gideceğim ve (nihayet) olduğum kişi olmaktan kurtulacağım günün özlemini çekiyorum.

Bunu Okumadan Geçmeyin

Bana inanmıyorsun bari korsana da inanma

Bilişim güvenliği uzmanı falan değilim. Bilgisayar mühendisi ya da programcısı da değilim. Hatta matematiği CB ile, mantığı (beşinci alışımd...

Blogun Kare Ası