Kar yağsa da azabın üstünü yorgan gibi örtse artık...
İsimler ya da eylemlerin niteliği önemli değil, son bir kaç günde daha önceki eylemlerinden 180 derece dönen bazı meşhurların marifetlerini okudum. Babadan gazeteciler, iade-i itibar peşinde siyasetçiler, kendini nimetten sanan artist müsveddeleri...
Eğilip bükülmemeyi, kimseye ayna ya da çanak olmamayı, el açmamayı fakat onurluca yardım istemeyi; ayrıca açılan ellerde örselenen onuru tamir etmeyi; insanların ahmakça değerlendirmelerinden azade ömür sürmeyi...
Uzatmayayım... Değer yargılarından uzakta durmayı, kendi gönlümce ve gururluca yaşamayı ilke saydım.
En iyi olabilmek adına kötüler arasına girmekten, üste çıkmak için birilerini aşağı çekmekten, kendimi görünür kılmak için başkalarının güneşini kapamaktan, saldırıya uğramamak için saldırmaktan, arıza yaşamamak için bozmaktan...
Yine uzatıyorum sanki... Kısır çelişkilere kapılmadan, bir arada var olmayı kıymet bildim.
Şimdi şimdi, ne büyük bir saf olduğumu iyice anlıyorum. Geçer akçe parke taşıysa, kaldırım olmanın cazibesi yadsınamazmış. Pareto'nun elitleri gibi, iyi bir bakkal olmakla iyi bir fahişe olmak arasında, toplum açısından hiç fark yokmuş!
Bilemedim, yavaş yavaş öğreniyorum.
Aykırı sorular, ezber bozma, toplumsal uzlaşı, akıl tutulması... Beylik ve içi boş laflarla adam olunuyormuş, 26 yaşında öğrendim.
Oysa daha önce bu beylik laflara ben nasıl gülüp geçiyrsam ve onları hafife alıyorsam, bu saçmalıklara maruz kalan herkesin aynı bilinçte olduğunu sanıyordum. Asıl akıl tutulması budur işte; yanlışta ısrar!
Değil mi ki birileri çanak suallerle ideolojilerin aynası oluyor, akabinde yirmi sene sonra rüzgar yön değiştirince çanağı tam ters yöne tutana ödüller veriyor... O zaman kendime itiraf ediyorum işte, pisliğin üstüne dikilen süsün de pisliğin parçası olduğunu ve boka batmaktan son anda kurtulmakla en akıllıca tercihi yaptığımı.
Yalnız şu da var, bir kere adamdan sayılmanın tadını alan birisi, haksız yere hafifsenmenin ve küçümsenmenin ızdırabını derinden hissediyor. Bu ızdırabı anlamaya kimselerin aklı yetmeyince de, ahmaklarla sarılmanın çilesi katmerleniyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder