uzuuuuuuunca bir aradan sonra yeni bir tercih listesiyle karşınızdayım. bence bu liste süper, bence bu liste alkışı hak ediyor.
yaz vs. kış: kolay bir seçim; asıl tercihim sonbahar hatta eylül'dür... eylül yaşamak için en iyi aydır, görülecek ve dünya'dan alınacak tadların son noktasıdır. ne kıştır ne yaz, daha sonbahar bile değildir. günü kısa kollularla geçirebilir ama akşam olduğunda üstünüze bir hırka almak istersiniz... olması gerektiği gibi... babamın bizi bırakmak için eylül'ün tam ortasını seçmiş olmasına rağmen hem de...
starcraft vs starcraft 2: zor bir karar. gördüklerim önceleri hayal kırıklığına uğratmıştı. fakat son dönemlerde blizzard'ın denge konusunda çıkardığı işten giderek tatmin olmaya başladım. sanırım sc2 de gayet iyi bir oyun olacak. ama sc1 her zaman harddiskimizdeki yerini koruyacak ve iccup sunucusu da hep dolu olacak...
frp vs rpg: kastedilen c-rpgler ise her zaman rpg derim... live action olacaksa frp her zaman daha gizemlidir, daha iyidir.
pharaoh vs children of the nile: cotn tarihsel ve toplumsal gerçekliklere daha yakın bir oyun. orası kesin. ama pharaoh'dan aldığım keyif casear3'ten bile fazla olmuştur ve olmaya da devam edecek...
eski aşk vs yeni aşk: sanki sonnata arctica-san sebastian'ı dinlerken aklınıza "o" gelmiyorsa ama avantasia-devil in the belfry'i dinlerken "o" geliyorsa, eski aşk gerçekten eskimiş ve yenisine çoktaaan hazırsınız demektir. (benim için oyuna dönmek her zaman zordur. oyuna dönmüş olmam kendime yepyeni bir "aşk" bulacağım anlamına gelmesin, sadece "oyuna" döndüm :D )
nohut vs. kurufasulye: ablama sordum kolaylıkla nohut dedi... keşke ben de o kadar kolay cevap verebilseydim. bence bu asla çözülemeyecek bir ikilem. menşei anadolu olan nohut ile menşei amerika olan fasulye'den benim tercihim hangisi olacak? reklamlardan sonra :) (olm çok zor lan karar vermek) (wiki'ye göre hindistan'ın nohut üretimi türkiye'den 10 kat fazla... o da mı türk yemeği değil lan... kendmize ait bi haltımız yok olm)
anterem vs. inre vs. postrem: lan ortaçağ felsefesi... başka işiniz yok mu senin... yok idealizm yok realizm yok nominalizm... olm bak bunun için gırtlak gırtlağa gelmişsiniz, farklı görüşleriniz olack tartışacaksınız, görüşlerinizden esneyeceksiniz... sonunda da anlaşamayacak ve asgari müşterek de buluşamayınca "demek ki aynı fenomeni farklı biçimlerde açıklamak mümkün" diyeceksiniz... budur! kendi dediğini kabul ettirsen ne, adamın mirasına ortak mı olucan? nedir yani ???
bilkent üni. vs. başkent üni. : üstüne gitmeyin kolejlilerin... onlar da candır. sen devlet okulunda okudun diye adam olmadığın gibi o arkadaş da vakıf üniversitesinde okudu diye zorunlulukla tiki olmaz. lütfen yapmayın. ama benim tercihim bilkenttir, onu da ekleyim. (felsefe bölümü hariç... berbat bir felsefe bölümü var bilkent'in)
karpuz vs. kavun: kolay soru, net cevap; kavun!
devam edecek...