Çocukken söylenen tekerlemeden esinlendim başlığı atarken. Okulun bahçesinde, arkadaşları arasında ağırlığı olan birileri çıkıp "Falanca oyunu oynayan elime mum diksin" derdi. Kulak kesilirdim; hızlı koşmayı gerektirmeyen bir oyunsa ben de parmağımı sokuverirdim o avuca.
Mehmet Tezkan, bir medya büyüğü olarak pek de tuttuğum isimlerden değildir. Gözardı edilesi bir adam olmadığı da muhakkak tabii. Arada bir görüşlerine katıldığım da olur, gerçi hep sitem ettiğim Ufuk Güldemir ekolüne su taşımışlığı da var ama, neyse...
Geçenlerde Tezkan, dizilere teşvik verilmesine ilişkin bir iki paragraf yazmıştı, çok güldürmüştü beni. Hala o 2 hafta önceki olumlu havadan yiyor. Ama kredisini azaltabilir her an. Sebebiyse TEKEL eylemi...
Tezkan'ın bugünkü köşesinde Açlık Grevi başlıklı fragmentte TEKEL işçisine değinilirken, Star ve Yeni Şafak'a yöneltilen bir sitem göze çarpıyor: "Bu arada.. Star ve Yeni Şafak gazetelerine küçük bir sorum var.. Ankara’da böyle bir olay yaşanmıyor mu? Yok sayıyorsunuz da.. Biliyorum.. Mutlaka demokrasinin ve özgürlüklerin gelişmesi adına tavır alıyorsunuzdur!.."
Yazının berbat noktalamasını göz ardı edelim; Tezkan'ın yazdıkları "Yandaş medya"ya yöneltilen sağlam bir eleştiri gibi gözükebilir. Ama benim gözümde bu, tipik Aydın Doğan muhalefeti olmaktan ileri gidemiyor maalesef. Çünkü Milliyet de TEKEL eylemini ısrarla küçük görmeye devam ediyor. (Hatta Kanal D ve Hürriyet gibi diğer Doğan Medya iştirakleri TEKEL işçilerini eylemden sorumlu tutan ifadeler de kullanıyorlar yayınlarında.)
Tezkan'ın Milliyet'i de TEKEL'cileri görmezden gelirken Star ve Yeni Şafak'a bu kadar yüklenmek rahatsız edici göründü bana. Ama en çok da bunu yapan Tezkan çapında bir isim olduğu için rahatsız oldum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder