15 Şubat 2015

Blog haftasonu tefekkürü

Bloglar Cumhuriyeti'nde yeni bir gün. İfade özgürlüğünün damarlarımızdan taştığı, rögar kapaklarını çatlatıp telefon hatlarını kilitlediği bir çağda yaşıyoruz (!!!) Bütün organizasyonlar, artık her türlü sosyal medya mecrasında olmak adına birer blog/tumble açmışlar... NBA'den idefix.com'a kadar herkesin bir blogu var. Bunu kendime (ve size de) not olarak yazıyorum: Blog artık meşru bir mecra olma konusunda rüştünü ispatlamak üzere.

Ama herşeye rağmen kişisel bir alan olmaktan öteye henüz gidemedi blog. Belki de görüşlerin birikimli çoğalmasını kolaylaştırdığı içindir; günümüzde "kolektif" mecralar daha çok iş görmeye devam ediyor. Türkçe'de çok kuvvetli bir "ekşisözlük ve klonları" hareketi var, İngilizce'de bunun en sofistike örneğiyse (benim bildiğim kadarıyla) reddit.com. Ayrıca Web 2.0'ın en etkili iki mecrası hala "forum" ve "wiki" olmaya devam ediyor; bununla birlikte wikilerin ülkemizdeki bilinirliği Wikipedia ile sınırlı ve Türkçe Viki sayfası (her türlü iyi niyetli çabaya rağmen) aşırı cılız.

21. asrın ikinci onyılının ilk yarısını arkamızda bırakırken varıp geldiğimiz noktanın, internet medyası açısından ilk ayağı kısaca bu. Geniş kullanıcı havuzuna rağmen "elegant" bir içeriğin üretilemediği sosyal medya sitelerini zaten konu dışı bırakıyorum zira twitter ve facebook dediğimiz şeyler "menemen fotoğrafı paylaşma ağı" olmaktan öteye gitme çabasında değil.

Bu özeti takiben; blogun ne kadar yetersiz kaldığını anlatmak için kılı kırk yaran analizler, detaylara boğulmuş tahliller yapmaya gerek yok. Blogun güdüklüğüne bir neden, yukarıda değindiğim kişisellikse, diğer neden (bence) odak eksikliği, ya da blog odağının yönetilmesi konusundaki profesyonel yönlendirmenin yetersizliği. Günümüzde; bir kaç başarılı blog haricinde; sadece kişisel bloglar değil tematik ve kolektif hazırlananlar da dahil olmak üzere; Türkçe bloglar arasında nitelikli bir içerik üretebilen, devamlılk arzeden ve ufuk açıcı bir üslubu benimsemiş örneğe rastlamak kolay değil. Başarılı olanların ortak noktasınıysa, ben, basın ve yayın dünyasındaki profesyonellerin elinden çıkmış editöryel tutum olarak görüyorum (Tabiidir ki bu kanaatimi pekiştirecek nitel ve nicel gözlemler falan yapmış değilim, sadece bir zândır bu ve bir övgü olduğunu da düşündüğüm için "hüsnüzândır" aynı zamanda).

Tek tek blogları inceleyecek yerimiz ve zamanımız yok hiç birimizin sanırım; blog denizi okyanuslardan daha büyük. Yalnız, kimin elinden çıkıyor olursa olsun blogların tamamında görülen öznel üslup ve gayriresmi lisan özelliklerini, asrımızın "entelektüel biyopsikososyal çevresinin" bir ayırt edici özelliği olarak kabul etmekte fayda olacağına inanıyorum. Sadece bugünün değil geleceğin araştırmacıları da blogları okurken bu düşünceyi zihinlerinin arkaplanında tutarsa, bazı şeyleri gözden kaçırmamak adına temkinli bir tavır takınmış olurlar diye düşünüyorum.

Bu çok kısa, hatta özet bile olamayacak kadar kısa değerlendirmeden hareketle asıl varmak istediğim noktayı da (el yordamıyla bile olsa) seçebilir hale geldiğimize inanıyorum. Sanırım, her ne kadar yeni nesil medya mecralarına her gün bir yenisi ekleniyor olsa da, henüz blog yazarlığının sınırlarını tam olarak görebilmiş ve anlayabilmiş değiliz. En mükellef blogların bile güdük kaldıkları, içeriklerini tatminkar bir hale getirmek için geleneksel/konvansiyonel medya tekniklerine sıklıkla başvurdukları, ayrıca deneysel çalışmalarda bulunanların bile mevcut yazın tarzlarına karşı devrimci bir tutumdan çok reformcu bir sempatiyle yaklaştıkları da düşünülecek olursa, bu sınırları tespit etmek konusunda çok da yol alamadığımızı iddia etmek de mümkündür. Bana göre "blog ölmedi, daha yeni başlıyor" diyecek olursak, çok da yüksek perdeden eleştiri almayız.

Okuyuculara yönelik bir ricayla bu yazıyı (şimdilik) noktalamak istiyorum. İçine girdik ama çıkıp bitirdiğimiz sanılmasın diye belki de... Bu konuda görüş bildirmekten lütfen çekinmeyin! Daha önce açıkladığım üzere, kendi blog'umdan etkileşimli seçenekleri kaldırmıştım; yani görüşlerinizi blog altına yorum olarak yazmanız mümkün değil. Bunun için; ve konumuzun da hususiyetle bloglar olması sebebiyle; düşüncelerinizi kendi blogunuzda yazarak paylaşır, bu yazının link'ini kendi yazınıza ekler ve kendi yazınızın linkini de bir e-posta aracılığıyla bana bildirseniz, bloglar hakkında bloglar aracılığıyla görüş alışverişi yapmış olmamız da mümkün olur.

İlk bakışta çok entel/derin/feylesofik...miş gibi görünen ama okudukça feylesofik değil de "sikimsonik" olduğunu anladığınız halde sonuna kadar yılmadan okuyarak geldiğiniz bu tuhaf yazıyı da böylece bitiriyorum. Ama dediğim gibi, konuyu da kapanmamış sayarak...

Bunu Okumadan Geçmeyin

Bana inanmıyorsun bari korsana da inanma

Bilişim güvenliği uzmanı falan değilim. Bilgisayar mühendisi ya da programcısı da değilim. Hatta matematiği CB ile, mantığı (beşinci alışımd...

Blogun Kare Ası