11 Kasım 2008

yalnızlık kader değil tercihtir

kış güneşi vurmuş salonda, kanepenin üzerinde sevgiliyle sarılarak öğlen uykusuna yatmak. vadiyi çınlatan öğlen ezanı sesiyle en ufacık şehvet duygusundan bile sıyrılarak, sadece derin bir sevgiyle sarılmak. sevmekten ve sarılmaktan lezzet duymak.

bir saatlik kısa uykudan sonra kalkıp iş başı yapmak. telefonlar, havadisler, haberler ve yazılar eşliğinde bir gün geçirmek. beraberce en büyük problemlerle yüzleşmek. birbirimize üçüncü kişi olmadan, ortak bir varlıkmışçasına yaşamak.

evimiz değil de yuvamızın olması, yuvayı kuşlarla ve köpeklerle, belki bir kaç da insanla paylaşmak.

ben değil biz olmak.

birbirimizin çıplak tenlerini okşarken şehvet değil de sevgiyi duymak, duyabilmek. hiç bir zorunluluğumuz olmadığı halde birbirimizi seçmek ve bu seçimi sevmek.

sonra, işler eksisi kadar lezzet vermemeye başlarsa, tüm bu anıları hiç yaşanmamış saymak ve ayrılıp kendi hayatlarımıza savrulmak...

işte bunu için aşık olmuyorum, olmuyorsam eğer.

Hiç yorum yok:

Bunu Okumadan Geçmeyin

Bana inanmıyorsun bari korsana da inanma

Bilişim güvenliği uzmanı falan değilim. Bilgisayar mühendisi ya da programcısı da değilim. Hatta matematiği CB ile, mantığı (beşinci alışımd...

Blogun Kare Ası