26 Eylül 2011

Yağmurun maffettiği hayatçıklarımız

Bağışlanmayı dilemiyorum ama yağmurun azizliğine uğradığım için daha karmaşık oldu her şey. Açıklayayım; etrafımda olup biten ve denetimimin kabil olmadığı hususlar arasında elbette iklim olayları da geliyor. Kabul ediyorum, hayatımda bir ara iklim olaylarını kontrol edebildiğime inanmıştım. Bu akıl almaz şizofreniye nasıl "hasıl" oldum ve sonra nasıl kurtuldum hatırlamıyorum. Hatırladığım buna yürekten inandığım ve saçma+sapan tesadüfleri de buna kanıt olarak gösterdiğim.

Ama geçen hafta yağan yağmur sadece sokaklarımızı (ve yağmur damlalarıyla romantikleşen yüreklerimizi) ıslatmadı; sel olup sevdiklerimizi alıp götürmeyi de becerdi.

"Altyapı belediye iktidar yatırım" zırvalıklarına artık daha fazla itibar etmek istemiyorum ben. Yeni bir yola girdim; onu da sonra anlatırım - ki o da denetimim dışında cereyan etmiştir - ve kendimi yolda yürümeye sevketmek için en azından ilk günlerde iklimin benden yana olmasını istemek sanırım "aşırı" beklentiyle yüklenmek olmazdı. Bazı şehirleri yıkayıp temizlerken yağmur belki de sırf ben burada yaşıyorum diye benim hayatımı mahvetti; düzeltiyorum: MAFFETİ!!!

Bu yağmurdan sonra artık blog yazamam diye düşünüyorum { via selveryıldırım@thumblr }

Hiç yorum yok:

Bunu Okumadan Geçmeyin

Bana inanmıyorsun bari korsana da inanma

Bilişim güvenliği uzmanı falan değilim. Bilgisayar mühendisi ya da programcısı da değilim. Hatta matematiği CB ile, mantığı (beşinci alışımd...

Blogun Kare Ası