03 Nisan 2015

Seçim var: Önümüze bakabilmek adına sorular - 1

Soru: Oy vermek hak mıdır yoksa ödev mi?
Cevap: Anayasaya bakılacak olursa her ikisi de... Ancak bizim siyasi mantığımız her ikisi de olamayacağını söylüyor. Öte yandan, örneğin, askerlik hizmeti de hem hak hem ödev olarak tanımlanıyor... Onu da aklımız almıyor. Yalnız şunun tahlilini yapalım; seçmenin oy vermek gibi bir ödevi varsa bile, bu zorunlulukla oy pusulasındaki seçeneklerden ibaret görülmemelidir. Oy pusulasında siyasi görüşlerinin karşılığını bulamayan seçmenin, ödev bilinciyle sandığa girmesi ve kerhen oy kullanması biçiminde bir ödev, “oy verme” davranışının zorunlu bir parçası olarak tanımlanamaz. Bu yüzden, kanımca, siyasi görüşlerinin temsil edilmesine müsade etmeyen bir sistem içindeki seçmen için, oy verme davranışı -- en azından vicdanen -- ödev olmaktan çıkar.

Soru: Sandığa gitmezsek, cezası var mı yani?
Cevap: Doğrusu var ancak ben uygulandığının örneğine rastlamadım. Oy pusulasına “Riks budur” falan yazmanın cezası yok ama sırf neşesine sandığa gitmektense bir yaz pazarınızı evde geçirmeyi tercih etmek size kalmış. Ceza konusundaysa, şunu söyleyebilirim en fazla: Muktesebat! (Güzel espri, şimdi Allah için)

Soru: Oy vermek caiz mi?
Cevap: Siyasi yetkinin devri için oylama yapmak aslında fıkhen yanlış değil. Yalnız seçimle “reyis, başkan, amil, amir, şerif ya da melik” seçmeye kalkarsanız, unutmayın ki bu sıfatların hepsini Kur’an Allah’a layık olarak görmüştür. Zaten buyüzden parlementer sistemde halk mebus=vekil tayin eder, o vekiller arasında bir baş (=başvekil) ya da başkan (reyisicumhur) seçilir. Vekiller dışındakileri halka seçtirmenin, vicdanen, çok da matah bir şey olmadığı kanaatindeyiz.

Soru: Verdiğimiz oylar öbür tarafta kovalamasın bizi?
Cevap: Adnan Hoca’ya öykünen bir cevap olacak belki ama, fıkhen “Doğrusunu Yüce Allah bilir, inşaallah” demekten başka elimizden bir şey gelmez J

Soru: Türkiye’de seçimler adil mi?

Cevap: Kesinlikle hayır. Üstelik adaletsizlik de sistemik! Yani “adil olmamak” adına kurulmuş bir seçim sistemi yürürlükte! Bu adaletsizliklerin, kamuoyu tarafından en iyi bilineni “seçim barajı” uygulaması. Ancak bu uygulamanın bile merkezi otoritenin nicel ve nitel yapısını kuvvetlendirme faktörü olarak bir karşılığı var. Ancak bize göre, sistemin en temel sorunu, seçmenlerin aday belirlenmesinde ya da politika oluşturulmasında etkili olmasının imkanına yer verecek en ufak bir düzenleme bile yapılmamış olması. Örneğin, Türkiye-Suriye ilişkileri konusunda ülkemizin izlediği politikayla ilgili tercihini göstermek isteyen seçmenin, bu tercihi sandığa yansıtmak için takip edebileceği hiç bir mekanizma yok. Genel seçimlerde de yerel seçimlerde de, kimi zaman kimi zaman blok halde belli siyasi partilere oy veriliyor ancak verilen oyun seçmenin siyasi görüşünü yansıtmasının garantisi yok. Propoganda çalışmalarında, Suriye konusunda seçmene güven veren açıklamalarda bulunan bir adayın partisine oy verdiğinizde, hele de söz konusu aday listenin alt basamaklarındaysa, desteklemek istediğiniz adayın seçileceğini garanti edemediğiniz gibi, seçilmesi durumunda bu görüşlerin mecliste dile getirilmesini de sağlayamazsınız. Bu yüzden, aslında seçimler, sadece ülkemiz özelinde değil, sistemik adaletsizliğin işler olduğu bütün ülkelerde, siyasi veri ya da gösterge olarak çok da nitelikli bir veri olarak kabul edilecek mahiyette ve hüviyyette değildir, siyaset bilimciler için.

...devam edecek...

Bunu Okumadan Geçmeyin

Bana inanmıyorsun bari korsana da inanma

Bilişim güvenliği uzmanı falan değilim. Bilgisayar mühendisi ya da programcısı da değilim. Hatta matematiği CB ile, mantığı (beşinci alışımd...

Blogun Kare Ası