Söz konusu haberdeki şu ifadeler çok kafa karıştırıcı:
Buluşu ’Başta Türk milleti olmak üzere tüm dünya insanlığına sunulan bir hizmet’ olarak değerlendiren Uğural, buluşu açıklamama gerekçelerini, "Bugünün bilim literatüründe buluşun açıklanması için temel teşkil edecek bilgi yok. Bu nedenle buluşun dayandığı fizik ve matematik esasları Erke tarafından uygun görülen bir zamanda bilim dünyasına sunulacak. Bu yüzden konuyu tartışmaya açmıyoruz. Kimseyi inandırma gibi bir amacımız da yok. Hatta bu buluşa inanılmaması bizi mutlu eder. Çünkü başarılması imkansıza yakın bir iş olduğunun delili. Basın toplantısında amacımız bu buluşun Türk milletine aidiyetinin tescil edilmesi" şeklinde açıkladı.
Hürriyet.com'da ilgili bağlantı
Dikkat etsinler yalniz, CIA denen bir grup varmis, her tasin altindan cikiyormus, Ortadoguyu, Turkiye'yi her yeri karistiriyormus, sakin bu adamlarin icat ettigi makinayi calmasinlar. Sonucta Amerika'nin enerji tuketimi bizim 20 katimiz. Neyse Hurriyet de buyuk bir gazetecilik ornegi gostererek bu haberi herkesten once gecmis. Ben de Reuters'den gordum zaten, hemen ardindan Bloomberg terminalimde gozume carpti. Rus ve Suudi Arabistan borsalari bir kac dakika icinde %80 oraninda deger kaybi yasadilar. Petrolun varili 25 kurustan alici bulmuyor.Ekonomiturk'te ilgili bağlantı
Evet, eğer durum buysa, hepimizi Yahuda İskaryot'un Hürriyet'te yazmaya başlamasını beklemeliyiz... National Geographic'teki Yahuda İncil'i belgeselinde görmüştüm kendisini, yakışıklı adamdı da...


Düşmanca fikirlerin başlamasının kronolojisi tutulamaz; bu konuda bize verilen en güvenilir kaynağın, ilk insan Adem'in oğulları arasındaki kıskançlık cinayeti olması bunun ispatıdır: Varlığına dair kanıtlar sadece kutsal kitaplardan bulunduğu gibi, Adem, Habil, Kabil gibi isimlerin de "metafor" olarak kullanıldığına ilişkin teolojik çalışmalara da raslamak mümkündür.
Gerçekten öyle mi pekiyi? Yani Hammurabi mi yoksa Tayyip mi daha çok yoruluyor?
Bakınız bunlar, bu ismi geçenler, Dünya'nın en zor zamanlarında, bir çok imkansızlıklar ve buhranlar içindeki toplulukarın başına geçmiş ve neticede pek bir ilerleme de yapamamış devlet adamları. Bu isimlerin hiç birisi, İnönü bile, damgasını vurduğu bir icraatıyla günümüze ışık tutmaktan uzaktır. Gerçi yılların deneyimi ve tecrübesiyle aldıkları kararlardaki yüksek basireti ancak on yıllar sonra anlayabiliyoruz, ancak buna rağmen sanki onlar değil de başka tecrübeli insanlar olsaymış da bu işler yürürmüş gibi görünmektedir tarih perspektifinden...