15 Eylül 2009

Kırık parmakların zulmü

Resimdeki kırık parmağı bulursanız parmağı yerinden söküp adresinize postalarım. Vallaha lan.

Ayak parmağımı kırdım. Sol, serçe. Yaklaşık 500m. mesafede oturan kuzenimi günlerdir görmedim. Yatağa da mıhlandım mı şimdi? Ayıklanmış taze ceviz yeyebilmek için alt kata inmeye mecalim yok. Havanın bozmuş olması tek tesellim, izolasyonu pek de iyi olmayan üst kattaki odamda sıcaktan patlardım yoksa...

Radikal Kitap'ın geçen haftaki sayısı bir türlü elimden düşmedi. Nur Çintay Aköz ne zaman bulaşacak bu dergiye, diye merak içindeyim. Şimdilik sadece haftasonu eklerini piç etmekle yetiniyor. Yakında Radikal İki'de "Nişantaşı'nda siyaset" konulu yazılara başlayacak diye korkuyorum. (Ve artık bitirmek istiyorum 443. Radikal Kitap sayısını...)

Aşk olsun Emre'nin hanımına, yine ters köşeye yatırdı bizi...

Özdemir İnce, Hürriyet Gösteri'nin İlkbahar 2009 sayısı için güzel bir yazı yazmış. Yatağa mıhlanmışken bu yazıyı ikinci kez okuma fırsatını değerlendirdim. Düşüncelerimi biriktiriyorum, kısa süre sonra bir iki paragraf karalarım.

Oblomov
üzerine çalışmam devam ediyor. Yaz başında bir kez okuduğum kitabı şimdi tekrar okuyorum. Çünkü Oblomov'dan, Oblomov olmamak için çok dersler çıkarılabileceğine inanıyorum. "Oblomov'un rüyası ya da tembellikten ölünür mü?" başlıklı yazımda da yarıya geldim. Çok yakında tamamlanan bu çalışmayı sizlerle, umarım bu kez yazılı basında, paylaşma şansım olur.

Hiç yorum yok:

Bunu Okumadan Geçmeyin

Bana inanmıyorsun bari korsana da inanma

Bilişim güvenliği uzmanı falan değilim. Bilgisayar mühendisi ya da programcısı da değilim. Hatta matematiği CB ile, mantığı (beşinci alışımd...

Blogun Kare Ası