Yıllarca dünyanın siyasi "ali-gıran-baş-gesen" görevi üslenen U2'cu Bono'nun kısa zamana kadar boykot ettiği Türkiye'ye gelmeden önce yaptığı açıklamaları gelince yapacaklarının "teminatı" olarak gören bazı "Özgürlükçüler" şimdiden, Başbakanla görüşecek Bono'nun hangi konulara değinmesi gerektiği hususundaki görüşlerini açıklamak için basın toplantıları falan düzenliyorlar...
Bir de bana blog yazdığım için "mal" muamelesi yapıyorsunuz. İnsan Hakları Derneği ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı gibi sivil toplum örgütleri resmen "Yüreğimiz yanıyor Bono kardeş, kurban olayım bize bir çare" demek için basın toplantısı düzenledi...
Bono "Konstaniopol" dedi diye faşist sloganlar atacak değilim. II. Meşrutiyet dönemindeki resmi yayınlarda "Konstantiniyye Matbuasında neşredilmiştir" yazısını gördüğümden beri de, günümüz "Osmanlıcılarının" bu "Since 1453" takıntısını anlamakta zorlanıyorumm. Daha yüz yıl önce, o çok sevdiğiniz sadaret makamı bile payitahta "Konstantiniyye" diyormuş arkadaşım. Yüzleşin artık bu hakikatle.
Bununla birlikte, Bono nam kişinin Türkiye'deki özgürlük/adalet/eşitlik sorunlarının çözümü için Başbakanla görüşecek olması kadar trajikomik bir şey duymadım da görmedim de... Söz konusu problemler ve çözümleri olduğunda Bono ve Sayın RTE için benim aklıma daha çok, "Al birini vur ötekine" atasözü haklılık arzediyor.
Ne diyelim, İrlanda'da doğdu/AKP'li oldu/Helal olsun sana/Paul David Hewson (Bono'nun gerçek adı)
Bu arada Bono'nun, dünyanın her yerinde sermaye sahiplerinin ve milyarlarca dolarlık fonları yönetenlerin resmi yayın organı olma görevini üslenen ve her zaman ana akım kapitalist düzene eklemlenmek isteyenlerin ilk referansı olan Forbes'un ortaklarından olduğunu da bilmem hatırlatmama gerek var mı?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder