30 Kasım 2009

Kötü gidişin sorumlusu benim!

Cebimde beş kuruş yok arkadaşım. Benden borç istemeyin

Düşünmeden edemiyorum; bunca yetersizlik ve yetkinsizlik sarmışken etrafımızı; falanca kurumun yöneticisi konumunda olanlar sadece aldıkları maaşın yeterli ve yetkin olmasıyla teselli bulabiliyorlar mı?

Fakirlik araştırması sonuçlanmış, fakirlik oranı düşmüş. Bayramdan sonra ne güzel haber. Bazen içimden çıldırırcasına sevinmek geliyor. Sonra eskimiş bilgisayarımda en sevdiğim oyunları bile oynayamadığımı, yenisini almak için yeterli param olmadığını çünkü işsiz olduğumu, bu arada iki üniversite okumuş bir de master yapmaya niyetlenmişken hala işsiz kaldığım halde başbakanın "Üniversite okuyan herkes iş bulamaz" şeklindeki süper açıklamasını; fakirlik araştırmasının sonucuna göre tahsil oranı yükseldikçe fakirliğin azaldığını ama ben üniversite okudukça ve master yaptıkça daha çok fakirleştiğimi, bu arada kabineye ya da en azından meclise girebilmiş kişilerin aile efradından kimsenin de işsiz kalmadığını...

Hatırlıyorum ve susuyorum.

O zaman anlıyorum işte. Ülkede hiç bir sorun yok. Her şey toz pembe. Ortalık güllük, gülistanlık. Bir özgürlük, bir ucuzluk değme gitsin.

Bir iki aksayan şey varsa da onun sorumlusu herhalde benim, ya da benim gibi yüksek tahsil yaptığı halde işsiz olan bir kaç zıpçıktı! Biz bozuyoruz hep istatistikleri! Biz de olmasak yüksek tahsillilerin fakirlik oranı iyice azalacak.

Hiç yorum yok:

Bunu Okumadan Geçmeyin

Bana inanmıyorsun bari korsana da inanma

Bilişim güvenliği uzmanı falan değilim. Bilgisayar mühendisi ya da programcısı da değilim. Hatta matematiği CB ile, mantığı (beşinci alışımd...

Blogun Kare Ası