Tadilat, bakım ve onarım çalışmaları nedeniyle yavaşladık. Ama kapanmadık. Açılım modayken kapanmak bize yakışmaz :)
Şaşırtıcı ve sıra dışı blogpost başlığı kullanarak "müşteri" çekmek bayat bir hikaye mi? Haklı olabilirsiniz, başlıklarda cüretkar davranmak çoğu zaman arama motorları için olumsuz sonuçlar doğmasına sebep olabiliyor.
Yalnız bizim kemiklemiş bir okur kitlemiz var (4 kişi... Annem, öz annem bile okumuyor yahuuu).
Bu okur kitlesinin ilgisini belli konulara çekmek için kimi zaman, afedersiniz, götümüzü açtığımız bile oluyor. Ki evet, şimdiye kadar insanları etkilemek için 4 kere götümü açmışlığım var... Büyük bir çığlık kopuyor, evde denemeyin! (Ya da, düşündüm de... Eğer gerçekten götünüzü açmaya niyetliyseniz, sadece ama sadece evde deneyin... Sokakta açarsanız, maazallaaaaaah!!!)
Geride bıraktığımız 10 günü, mevsim hastalıklarına yenilerek yatakta geçirdiğimden ve defter yüzü açıp ders de çalışamadığımdan, yarın gireceğim ALES sınavı hayal oldu. Zaten elimde umut edeceğim hiç bir şey yok; işim yok, param yok (Allah bugünümü aratmasın, o ayrı), çevremde kafa dengi arkadaşım yok, falan fişmekan...
Bu süre içinde bir kez daha anladım ki, koskoca hayatı sidik zoruyla yaşamaya gayret ediyorum işte... Ne yapalım, benim kabahatim değil!
Bu tuhaf "kendine acıma seansı new age version 2.0 gold eddition collectors box set" türü ve mesaj kaygısı had safhada olan girişten sonra blogpostu şu şekilde bitirecek olmak da bana garip geldiği kadar size de garip geliyordur umarım. (Asgari sayıda noktalama işaretiyle paragraf tamamlama yarışmasında dereceye girdim!!)
Blogun beti benzi attı biliyorsunuz. Sadece kendi keyfime blog tuttuğumdan ve ortada "kütüğü" tutulacak bir eserim olmadığından, en azından betini benzini yerine getireyim blogun. Bunu istiyorum.
Evet, söylemiştim, böyle başlayan bir postun böyle bitmesi, blog alemlerinde ne ilk ne de son!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder