25 Şubat 2009

işim matbuat ilgi alanım teferruat

al sana oy... karşı koyma senin de hoşuna gidecek...

Hani ben matbuat camiasına giriş yaptım ya... blog olarak bi de olması gerekenler var... sanki orda siyasete de kafa tutuyorum.

bunu kendi blogumda paylaşmak istedim aslında... böyle laf cambazlığı ile yolunu yapmaya çalışıyorum... gazeteciler "takla attırmak" diyolar... ben bu yaptığıma "zıplatmak" demeyi uygun buluyorum, ordan oraya hop hop atlata atalata... yaşasın cumhuriyet.

neyse, şimdi bizim aile efradından, sürekli bana soruyorlar ne olur seçimler, efendim siyasette önümüzdeki günlerde ülkemizi ve kentimizi ne bekliyor?

aslında cevap basit: pompa bekliyor ülkemizi (ve kentimizi) hem de ne pompa!!! ülkeler yüz yıllardır kötü yönetiliyor, ancak tıpta ilerlemeler bebek ölümlerini azaltıp doğurganlığı arttırdıkça her bir pompa 2-3 çocuk olarak insanlık nüfusuna katılıyor.

nüfus arttıkça pompa artıyor... pompa arttıkça nüfus artıyor...

işte benim ülkemiz siyasetine bakışım bu:

işte günümüz siyasilerinin kimin elinden ekmek yediğinin kanıtı
onlarda olmayan vefa bende var ya, ben ona yanıyorum işte...

ne kadar büyük görüyorlar kendilerini... mahalle muhtarı adayları... sanayi odası meclis başkanları... eski siyasetçiler... belediye başkanları...

ne kadar eşsiz, yeri doldurulamaz, ulaşılamaz görüyorlar kendilerini.. öyle hissetmeye ihtiyaçları da var çünkü... kendi ruhsal eziklik ve eksiklerini telafi edebilmek için kalabalıkların ilgisine ve bağlılığına ihtiyaçları var.

büyük önder gibi, "beni bir yalnız bırakın" deyip,
söğüt altında rakı içmeye çekilemezler...
çünkü onların güçlerini, kudretlerini
sürekli
doğrulayan ve temize çeken
seçmenlerine, delegelerine, koyunlarına ihtiyaçları var...

kadın her yerde kadın...
deyip geçiştirilecek kadar küçük mü acaba

bugün bizim gazetede, "oyunuzu verin kaderinize sahipi çıkın" kavlinden bir yazı yazıldı. ben bunlara mı vereyim oyumu; bu anayasa yazamayan, ihaleleri yapamayan, mecliste bile birbirinin dekoltesine bakanlara mı?

hadi canım sen de...

23 Şubat 2009

starcraft evreninde mineral çıkarılmasını kısıtlayıcı önlemler ve türkiye'de bor mineralinin izdüşümü

bildiğiniz ya da şimdi öğreneceğiniz gibi bir aydır yerel gazete bizm sakarya'da çıraklık yapıyorum... kendi haberlerimi yaptım hatta köşe bile verdiler lan... yine de tam gazeteciliğe başladım falan yazamıyorum, bi yabancılaşma yaşamayım sonra diye.

neden yabancılaşma kim ki du?!

ilgi alanımlarının skimsonik şeylerle sınırlı olduğunu hepiniz biliyorsunuzdur. işte starcraft olur, ne bileyim diablo türü fantastiktir, narutodur bleachdir japondur, hentai falan o şekil... bildiğin skimsonik...

geçen umut sarıkaya da bi yabancılaşma yaşadı. "gelmişim kaç yaşına hala cingılbört falan ne iş" diye yazdı. 

ben de geldim 25 yaşıma, yaşadığım kültür şoku ve yabacılaşma hat safhada. sabahları yerel siyaset ve üçüncü sayfa haberleri... akşamları japon animeleri... haftasonu kültür sanat panelleri ve doğa etkinlikleri. go go go, bu haftasonu da düğüne gidicem.

aga, ben bu hayattan bıkarım. kaç ay empire aldım, ciner kapattı sana dergiyi iyi mi. mutfağına da girdim işin, bu matbuat aleminden tiksinirsin baksan... kimler ekmek yiyor ve kimlere yazık oluyor... adam bi yazı yazmış zerre noktalama işareti yok.

tabi aslında kendisi oğuz atay ile yarışıyor ama benim gerizekalı salak beynim çakmıyor mevzuyu... ah ben yok muyum ben...

sevgili blog, sana bu satırları iş yerimden yazıyorum. bir iş yerim var, bir aydır geliyorum, para veren olmadı... ikinci ayın sonunda daha da vermezlerse şapkamı alır çıkarım...

haskter, şapka yok lan... olm kim aldı şapkayı.

14 Şubat 2009

velıntayn gelmiş neyime

bu kalp seni unutur mu? benim en iyi dostum starcraft...

bir sevgililer günü klasiği olarak sevgilimizi yalnız bugün değil hergün sevmeliyiz başlıklı iletimi okuyabilirsin ey okur.

benim ne şekilde, o taraklarda bezim olmadığı malumunuz... sevgili falan, böyle duygusal romantik işler, kalkamam ben öyle işin altından... boyuna sekse endeksli de düşünüp yaşamadığımdan, ya da şöyle itiraf edeyim, o mevzuyu pipililer'de enine boyuna tartıştığımdan, kız arkadaş muhabbetine hiç girmedim...

iyi çocuğum ve yalnızım... ve yalnız yaşayıp yalnız ölücem...

gerçi köpeklerim var kanka... akşam eve gidince bi mutlu oluyolar keratalar görsen...

13 Şubat 2009

anam valentayn gelmiş neyime

yine bir sevgililer günü geldi... sevgilisiz bir başka sevgililer günü daha geçip gidecek...

bir sevgililer günü klasiği olarak: sevgilimizi yalnız bugün değil her gün sevmeliyiz

not: daha uzun bi yazı yazıcaktım ama annem ısrarla televizyonu kapamıyo ve at penisi seviyesinde bi televizyon zevki var. konsantre olamıyorum...

12 Şubat 2009

Adnan Hoca'ya inat

sakalını kes adama benze :)

Evrimi çürütmek için böceklerin götüne kanca takmaktan imtina etmeyen Adnan Hoca aka Harun Yahya'nın takıntılısı, belalısı; "Allahsızların en büyüğü" (!!!) Charles Darwin'in doğumgünü, meğer Uluslararası Darwin Günü olarak, tüm dünyada kutlanıyormuş meğer. Üstelik o da bugünmüş, yani 12 Şubat...

Yaşasın o zaman!!! İyi ki
Darwin var da, biz de Adnan Hoca gibi eğlenecek birilerini bulabiliyoruz... O da bizim sayemizde mankenleri pompişliyo işte, fena mı?

10 Şubat 2009

donlu maaş protestosu

 
paralarını alamayan futbolcular yönetmimi protesto ediyor...

daha da bişi demiyorum sen çok yaşa fitbol demekten başka... fitbol benim için bitmiştir, daha da maça gelmem... van minıtz olmaz essüs mi

artıları ve eksileriyle ofis yaşamı

- you're fired
- siz kovamazsınız, ben istifa ediyorum
- no tazminat !!!
- ehe süper şaka patron, kov beni patron, çapağını yiyim...


daha önce her attığım adım amatördü.. en sevdiğim iş gönülden bişeyler yapmak... şimdi yarı profesyonel bi bakış açısının takipçisiyim, boğaz tokluğuna staj... yol parası bile cepten... aslında madden zarardayım ama iş öğreniyorum, fena mı?

yazı işinde daha önce çok mesai verdim. blogu kastetmiyorum... o sayılmaz, hobi o. hem herkesin olmalı hobisi, ve hobileri hakkında yazmalı... benim en birinci hobim oyun oynamak, STARCTAFT... ama onun hakkında çok çok az yazıyorum.. gerçi oyunlar hakkında çok yazdım, inanmayan http://kissa.be/1cd linkini şey etsin

şimdi benimsediğim yeni ofis ortamında en değişik mevzuları gözlemlemeye gayret ediyorum... bundan bir dolu blog iletisi çıkar. blog yakında bu konuda çoşar... (format değiştirmek iyi oldu, sıradan olaylar üzerine hayvanlamasına felsefe yazmak sınırlandırıyordu beni...)


her ofis biraz erken ofistir... hmm çok sofistike bi espri oldu, ömer anlamamıştır
(zaten
4 kişi okuyo blogu, onlara da laf sok... iyi yöntem)

gazete insanı biraz uyumsuz ve geçimsiz olurmuş... burada bana ilk söylenen bu... oysa ortada egomanyak adamlar olmadığı için atmosfer eğlenceli... ajanstan haber geliyür, muyabirden haber geliyür, öyle işte... biz de onların yazdıklarını deşifre ediyürüz... arada çevre müyendislerine meyil gönderiyorüz... fitbolcuların da şöyle topa vururken iki resmini çektirivirdin.. tamamdır, ertesi gün patpat ikibinikiyüz tirajı...

neyse, komedi listesini daha sonra yazarım... şimdilik sadece "eyoo ofiiiissss" demekle yetinem...

not: iletinin düzenlemesi daha sonra
not2: iletiyi düzenledim helecik... etiket bulamadım ama... ajanda diyorum şimdilik...

07 Şubat 2009

ehh eytere be

çok yoğun olabilirim de olmayabilirim de, şimdilik bekleyin havadisleri bir ara kafanıza çakarım şekerler... ulan böyle yazınca kız blogu oldu burası... dur halledeyim hemen... hamuğaguym... tamamdır, şimdi adama döndü.

04 Şubat 2009

milyonluk oyunlara devam mı gelensle

alem faith'e hasta, ben sektöre para aktaranlara...
2-3 ay içinde satış rakamında birer milyonu deviren mirror's edge ve dead space projeleri yapımcı ea'ya umut vermiş olacak ki, henüz kesinleşmemiş de olsa "etikette oyunun adından sonra 2 yazması zengin gösteriyo" mantığından hareketle neden olmasın ışığı yaktı.

ne güzel haberler ne güzel havadisler, ben burda sektör için sevindim allahıma... zati gelmiş kriz, oh ne ala, devam oyunu yapılırsa millet ekmek yer, çocuklarının sütünü alır.

Bunu Okumadan Geçmeyin

Bana inanmıyorsun bari korsana da inanma

Bilişim güvenliği uzmanı falan değilim. Bilgisayar mühendisi ya da programcısı da değilim. Hatta matematiği CB ile, mantığı (beşinci alışımd...

Blogun Kare Ası