26 Mart 2010

Değişiklik olsun diye ders çalıştım, bütün dersler 2 günde bitti

Kendimi zeki bulmuyorum. Bak, zeka ayrı akıl ayrı. Akıl bakımından herkes, akla sahip olmak bakımından eşittir ama arada aklın gösterdiklerini çabuk görmekle geç görmek arasında bir derece farkı vardır; ben o hususta biraz iyiyim. Ama zeki bulmam kendimi.

Bununla birlikte, eğitimim falan mı karizmatik geliyor yoksa Türkçe'yi eğip bükme becerimden mi kaynaklanıyor artık bilemiyoru... Benden sürekli zeki bir şeyler söylememi bekliyor insanlar. Ulan bir insaf edin, zeki değilim diyorum. Olsaydım bile, sürekli zeki bir şeyler söylemek...

Hem bi dakka yaa... Amuna koyum, Minerva'nın baykuşu muyum ben? Öyle olsam bile, en çok öterim lan ;)

Neyse... Bu uzun peşrevi başlıkla birleştirseniz, 2 gün ders çalışayım dedim, bu sene AÖF'den sorumlu olduğum tüm dersler (alttan aldıklarım dahil) 2 günde bitti... Yani uzun lafın kısası...

Eğer zeki olduğunuzu düşünüyor ama AÖF'den kalıyorsanız... Bir daha düşünün, zeki olmayabilirsiniz... (Acımasız gerçekler, itirazı olan?!)

20 Mart 2010

Aynı haltı tekrar yemeyin, arada ayıp olmasın diye açın gözünüzü


Kendimi tekrar etmeyi sevmem ama beni zorluyorsunuz.

Eski bir tanıdığımın tanıdığı, artık kimden torpil bulmuşsa bir medya şirketinde (medya karteli demek daha doğru) sosyal reklam danışmanı oldu diye gaza gelip bir yazı yazdım. Birden adım reklam düşmanına çıktı.

Kendimi savunuyorum ama bazı kankalar Facebook'tan taaruza geçti bile. Yapmayın gözünüzü seveyim!!

Bir defa ben reklam düşmanı olsam, reklamcıdan nefret etsem... Ee, kuzenim reklamcı!!! Kendim gazetecilik yaptım, Allah'ın günü sayfa sayfa reklam bastı gazete... 3-4 ayrı blogda yazı yazıyorum, oralarda reklam da var...

Benim gıcığım şu noktaya, tekrar tekrar söylüyorum: Pazarda limon satarken çığırmaktan farklı olmayan bir iş için "sinyır igzikutiv" bir yönetici pozisyonuna, daha 21 yaşında oturduğundan mütevellit kendini "Sosyal webin allahı" sanma psikozuna kapılan bünyelere teslim edilen çarpık bir reklam sektörü, en nihayetinden kendi başını yiyecek Şahmeran'lar üretir, başka bir şey değil. Ama asıl problem de bu "Elif'i Mertek zanneden" ahmakların "Şahmeran'ı şahane sanmaları" olacak...

İşte itirazım bu... Yoksa, Google reklamına tık başına 1 cent veriyor, 1 cent de kendisi reklam verenden istiyormuş... 40 milyon kullanıcıya her ay 1 milyon $ dağıtırken bir o kadar geliri de kendi kasasına atıyormuş... İnternet reklamını avucunun içine alan Google Adword çoktan Tröst halini almış...

Bunlar zerre İSKİ'mde değil.

19 Mart 2010

Men are from Mars, women are from Venus, nerds are down to the Earth


Moss: What was all that about?
Roy: Well, like all women, she's shoe mad!
Moss: It's a bit sexist, isn't it?
Roy: You know one woman who isn't obsessed about shoes?
Moss: No, but I only know one woman. And she just left the room shouting; "Da Shoezaa!!"

Ben ve reality show bussiness

Hadise şu. Televizyonda deli gibi reality show var, hem de Discovery Channel'da bile... Bu showlar beni konu alsaydı ne olurdu diye düşündüm, şu sonuç çıktı:

Room raiders
Odanın her tarafında kitap ve bilgisayar oyunu var, ayrıca 4 çekmece dolusu beyaz slip don... Bununla beraber odada başka ilgi çekici bir şey de yok, dahası utanmama sebep verecek şeyler de yok (milletin odasından porno, kondom hatta dildo falan çıkıyor...)

Aprantice
Çok uzatmaya gerek yok. "Serhat bey CV'nizde iki üniversite bitirdiğiniz görünüyor ama hiç iş tecrübeniz yok ve 26 yaşındasınız... Sizi doğrudan kovalım, büyük ihtimalle daha ilk bölümde çuvallarsınız siz."

Dirty Jobs
Sabah kalk, köpekleri doyur, bahçeyi temizle, kalorifer dairesini temizle, anneni doyur (gerçi şimdi iyileşti xD), odanı temizle, köpekleri tekrar doyur, kalorifere kömür at, yıkan, yemek ye, bulaşıkları makineye diz (bazen de dizme, ablan dizsin... hatta sadece bazen diz...) E olm bunun neresi dirty job, çiçek lan bu!

Survivor
- "Serhat bey, önceleri ekip olarak çok zorlandınız ama sonra fark ettik ki adaya geldiğinizden beri herkes maaşallah kilo bile almaya başladı, nasıl başardınız?" - "Babacım, çekil güneşimden, bak balık tutyorum burda... Hey maşallah, diyerrryaaa kuzusu bunleeeer"

Wipeout
Büdü emre varken bana düşmez !

Dest-i izdivaç
İşim yok, gelirim yok, kendime ait evim yok, arabam yok; daha önce yaşanmış bir ciddi ilişkim olmadığı gibi evlenmeye niyetim de yok... her yaz Ayvalık'ta 2 ay tatil yaparım gerçi, ona para bulurum bi şekil.

Yalçın Abi'yle Pozitif Reality
"Mal çocuğun dramı! Göz yaşlarıyla izleyeceksiniz! İki üniversite bitiren ama mal mal ortada dolanan genç, S.Ö. (26) elinden hiç bir iş gelmediğini, s**e sürülecek aklı olmadığını söyledi ve ekledi: 'Sadece etimolojiye yeteneği olan birisi olarak dünyaya gelmek yeterince zor. Devlet bana yardım elini uzatsın.' Bu acıya yürek dayanmaz. Çifte diplomalı ve hem KPDS'den hem de ÜDS'den full yapan 'mal gencin' dramı az sonra Flash TV'de..."

08 Mart 2010

Blog metoduna bilimsen yaklaşım, komerşıl blogink ve reklam sektörü

En son sinyır ekzıkıtiv reklamcılara sinir olduğum için böğrümü döşümü açarcasına içimi döktüğüm posttan sonra, dost sohbeti olsun msn muhabbeti olsun; alınanlar yadırgayanlar olmuş.

Bir: Orada sinir olduğum kişi sen değilsin can okur! Sinir olduğum arkadaş büyük ihtimalle sadece bu blogun değil benim varlığımdan bile bihaber… Üstüne alınanı bilmem de, sen değilsin gibi geliyor bana

İki: Yoksa şüphen mi var? (Varsa da zerre İSKİ’mde değil)

Üç: Ben genel anlamıyla reklam hadisesine gıcığım (Reklam sayesinde dönen sektörler var; oradan gelen rantı emekçiye dağıtmayan sermaye sahiplerine ayrıca gıcığım ama mesele o da değil). “Benim yoğurdum daha tatlı, daha kaymaklı” demek için harcanan milyonlar bana komik, reklamların ürün tanıtımının yanı sıra “Pazar oluşturma” ve “Tüketim teşviki yaratma” gibi misyonlar üslenmesini de hepten iğrenç buluyorum.

Demek ki neymiş; reklam kapitalizmin tiyatro sahnesiymiş ve “All the men and women are merely consumers. They have their wages and their bills” imiş can okur.

Dört: Ekmeğini reklamdan çıkarana terso bir yaklaşımım olmaz. “Reklamı da sevmem reklamcıyı da” demiyorum. Ama reklam olsun, medyadaki başka branşlar olsun; tamamı sermayenin kendi ahlakının emekçi ve orta sınıf üzerindeki hegemonyasını meşrulaştırmak için çalıştığından ve bu dişlilerin bu yönde işlediğini görmek için arif olmaya da gerek olmadığından (ve maaş almadan gazeteci olmakla bu sistemi protesto etmiş değil kendinizi kullandırtmış olacağınızda… bak o kısım kendi salaklığım xD) reklam sektörünün yalancı albesine karşı önceden kestirilebilen tepkisel bir duruşum var.

Beş: İronik olan, orta sınıfa mensup ailelerin çocuklarının bayraktarlığında sürüklenen sektörün bu sermayeci amcaların oyuncağı olan reklamı böylesine sahiplenmesi, bunu büyük bir başarı alanı kabul etmesi. Bu da tamamen sınıf atlama “kompleksinden” geliyor. Ki benim lügatımda bok gibi para kazanmakla sınıf atlamak aynı anlamlara gelmiyor. Koyun sürüsünde 100 baş hayvan alan Arnavut muhaciri ağbinin zenginliğinden plütokrasi olmaz; onun manipülasyonuyla hareket eden köy muhtarı da oligarşinin aygıtı değildir. (Bu söylemimle sosyalist olmadığımı ispatlamış oldum sanırsam)

Altı: Benim ifrit olduğum nokta bu ironiden de ötesi. Şu, “Sermayenin oyuncağı” argümanıyla taarruz ettiğim sektörü savunan “Reklam emekçisinin” beni “Sermaye düşmanlığıyla” suçlarken asıl kendisinin “Sermaye yalakalığı” yaptığının farkında olmaması. Sermaye düşmanı olduğum külliyen yalandır da, reklam emekçisi kendi yaptığın işin sermayenin oyuncağı olduğunu neden kabul etmemektedir, onu da anlamam.

Yedi: Bu adıyla müsemma bloga bu kadar kavram kargaşası yeter. Şükrü Çiçen olsa “Senin baban zengin galiba” derdi bana…

Kafalar dumanlı, varlığıyla yokluğu bir olan seks hayatı çok tatlı

Seks saplantım olup olmadığına ilişkin ben de bazen kendime sorular yöneltiyorum, yöneltmiyorum dersem yalan olur. Yalan olmasın, iyi değildir yalan.

Ama şu da var ki; kendisi var olmayan şeyin saplantısı olur mu a dostlar? Bir cinselliğim mi var da saplantısı olsun? Bir cinsel tarafımı mı gördün, pipimi mi gördün, kukumu mu gördün?

E ama ne yaptın sevgili okur? Üst üste 2 cinsel içerikli post attım diye (aha bu ilki bu da ikincisi) blogu cinsel blog sandın. Oldu mu? Hayır benim de üstüme geliyosun, sonra ben de dost sohbetinde “Seks nası lan ehehehre” diye kalakalıyorum. 13 senelik dostum benden tiksiniyo senin yüzünden okur. Can okur, yanakları kan okur; Emre beni gördüğü yerde boğabilir. Boğa bilir, boğa burcu yani, burcu burcu gülün kokar türkiyeeem…

Acaba diyorum, alıp başımı; yarrraaan başına mı gitsem yoksa dağ başını mı almış? (Duman?!)

Not: Post’a eşlik edecek görselliği yükseltecek cinsel içerikli resimler buldum ama hepsi çok ayıpçıydı, can okur. Linklerini yorum diye kapluşlasan mı, bal okur? Sende var mı şöyle firikiğinden bi Jessica Alba? Ver link ver?!

03 Mart 2010

Düzgün konuş benimle... Edebiyat parçala hatta... Aşk yapıyoruz çünkü

Efendim sevişenler bilir (nasıl bir giriş oldu kendimden tiksinmek üzereyim) seksin süslerinden birisi de, Türkçe'ye çevirmeye çalışınca çirkin durduğu için İngilizcesiyle idare edin, dirty talk denen müessesedir (ki çevrilmesin zaten, Türkçe'de o eksik kalsın)

Ne menem şey derseniz, hani Çok "Lise Müsameresi" Hareketler Bunlar programındaki Hıyarlı Baba karakterinin bir karısı var ya "Küfret bağa, mal de" diyerek kocasını tahrik ediyor. İşte onun biraz daha şirazeden çıkmışına dirty talk deniyor.

Nasıl işliyor pekiyi? Şöyle oluyor, seksin en ateşli yerinde halvet olduğunuz muhterem zat "Ovv evet sik beni, götümü sik" diye bağırıyor.

!!!

Evet, dirty talk dedikleri aynen bu! OHAAAA!!! Ama bu! Pamuklara sarmaktan son anda vazgeçtiğiniz ve nefesini kulağınızda hissedince ürperdiğiniz biricik sevdiceğiniz "Götümü sik" diyor. Siz de bu taleple (!!!) ikna olup (!!!!!) cinsellikte (!!!!!!!!!!) bambaşka diyarlara (!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!) yelken açıyorsunuz!!!!!!!!!!!!!!11111111111111111111!!!!!!!birbir!!!!!111birbir!!!!

Kimse kusura bakmasın da, birisi sizin kafanızı fena sikmiş! Amerikan sit-com'larından fırlayan "That's just sex, bro" yaklaşımıyla yaşayacağınız sefalet üzerine yazılmış 654161 tane roman var ve bu yaşa kadar hiç birini okumadıysanız, başınıza gelecek şeyleri blog'a yazmak için dirty talk değil trash talk hatta bio-hazard talk gibi bir başlığa ihtiyaç var.

Neden? Çünkü seks "güzel" bir şeydir; biraz "terli" bir şeydir ama buna rağmen dirty değildir!

01 Mart 2010

Yaran yanlış okumalar

Gmail menüsündeki "Taslakları sil" buttonunu "Taşakları sil" olarak okumam...

Yaratıcı yanlarınızı özgür basın ya da yeni medya teorileriyle törpülemeyin

Kimseye akıl vermek benim işim değil. Nasihatte bulunmuyorum. Yalnız bir çelişkiye dikkat çekip kaçıcam.

Üstünde "anarşi" amblemi olan tişörtle çektiği fotoğrafı facebook profiline koyan arkadaşın reklam ajansında sosyal medya danışmanı olarak çalışması ve yaşının da 21 olması ne demek?

Kendini iyi satmayı bilmek böyle bir şey işte. Ama bundan sonra tutup da fahişelere laf etmeyin. Para için kukusunu kiralamakla, para için başka insanların kutsal kabul ettiği alanlara yarrağını sokmak arasında bir tercih yapmam istenirse ben fahişelerin yaptığını tercih ederim.

Kuku > Yarrak

Bunu Okumadan Geçmeyin

Bana inanmıyorsun bari korsana da inanma

Bilişim güvenliği uzmanı falan değilim. Bilgisayar mühendisi ya da programcısı da değilim. Hatta matematiği CB ile, mantığı (beşinci alışımd...

Blogun Kare Ası