08 Haziran 2009

İşte öyle bir şey...

Erol Evgin'in peruğu bigün canlı yayında kafadan vıjj diye kaysa ya...

03 Haziran 2009

Mont Efsaneleri Vol. 2


"Gahi ağlar gahi gülerim" kısmı gayet güzel, "Bir garip Ercan'ım" tandansı da iyi verilmiş...

Kısaca özetlersek... Daha önceki eseri; kibar tayfasından eşe dosta göstereyemeceğiniz "montla sıç" klasiğinden sonra, daha paylaşılabilir bir mont efsanesi yaratmış Umut Sarıkaya...

Her daim Semih Cumhuriyeti diyoruz...

blog da bir defter midir


bugün şirret bir fenomen haline gelen gazeteler çok değil yarım yüzyıl önce hakikatten havadisler veren saygın, özgür ve bağımsız bir kurum mahiyetindeydi

taşınıyoruz... bir defter daha kapanıyor sanki, ankara defterini arkamda bırakıyor gibiyim. yalnız şunun da az da olsa farkındayım, bu defter içine en çok şey yazdığım defter olduğu şimdiye kadar... yazdıklarım çok anlamlı da defterin kendisi biraz, nasıl diyim, dandirik... dürrük... hakaret olmayan ama hakaret etkisi yaratan bir söz koyun buraya işte...

taşınıyoruz, nerden nereye derseniz, evden eve kentten kente... geyve'ye temelli dönüş. bütün arkadaşlarım bana ankara'da iş bul diyor ama bunu diyenler ya kendileri işsiz ya da sektörlerimiz çoooook farklı (ah be kanka, bankacı mı olayım, o taraflardan dönene kadar göbeğim çatladı zaten).

defter kapamaya alışığım.
gazete defterini de çabucak kapattım. o konuda da karalarım bir şeyler... yalnız şunun hesabını sormak istiyorum; çocukluğumda çok saygın bir meslek olan gazeteciliği kim bu hale getirdi. tamam hesaplaşmak ve itirafta bulunmak lazım ki ben bu kötü gazetecilikle mücadele etmeliyken edemedim...

ama domuz çukuruna giren kısrak yelesini temiz tuttu diye, domuzlar domuz olmaktan vazgeçer mi?

bana öyle olmaz gibi göründü. ben de muzaffer komutan napolyon'un bineği gibi salına salına girdiğim çukurdan, waterloo'da rezil olmuş napolyon'un bineği gibi ezik ve hayal kırıklığına uğramış biçimde çıktım işte...

yalnız şu da var; evi taşıyacak olan nakliye şirketinin yetkilisi eşyalara bakmak için geldiğinde, evdeki yaklaşık iki düzine kutunun tamamında kitap olduğunu görünce ne iş yaptımı sorma gereği hissetti. ablam üniversite hocası olduğunu, benim de bir süre gazetecilik yaptığımı söyledi. bazıları için gazetecilik hala saygın bir meslekti herhalde, adamcağızın gözleri parladı...

yazar olmak için kütüphaneler dolsu yazmak gerekmez
ama okur olmak için de yüzlerce kitap okumuş olmak yetmez...

yine de şu bir gerçek ki, ben kendimi gazeteciden çok yazar olarak tanımlamayı tercih ederim. tamam henüz blog yazarlığında bile bir kariyer yapamadım ama çalışmalarım sürüyor efenim...

başka kapattığım defterler de "portfolio" listesindeki defterler oldu... internet yazarlığımın algı alanını dağıtan farklı projelerden çekildimtrak. blog yazıyorum işte, derli toplu internet sitesi yayınlamak isteyen blog yazılarıma link versin.

not: blog defterini kapatmam aga... blogun adı serhatozturk olunca, bidaha bulamazsam diye tırsıyorum :) gmail adım bile böyle net değil...

nnot: hayır, ben sevdim mi adam gibi değil çocuk gibi seviyorum... ama mümkünse sen de beni sevme, sen de ayı gibi seviyorsun arkadaş...

nnnot: bi de, abi ayı benim, lütfen ayılığı elimden almayınız... moğaaaaaaaaaaıııı (ayı sesi)

01 Haziran 2009

Muz Cumhuriyeti Dili Ve Edebiyatı 101

photo from band's reunion for rock the nations 2003

nature of a lost generation, reality is blocked by the fake visions
a two faced game based upon the rat race, self destruction
hurt each other with no reason, is it the sign of a heartless season
our differences made our hearts stoned, a hostile creation

who is pushing it, the industry seems getting high profits on it
hate me, make me hate you, by the way we'll hate each others too
feed the machines of greed, everything is done in the name of self defense
who started the war it doesn't matter keep on getting lower

we all are the same, youth with no name
someone to blame? no one to blame!

angry son are you the one
in this world standing alone
these are the hard times, before
the storm, just look around

they don't want us to unite...

just look around
under the ground
we all are the same
unite to take it back!

Bunu Okumadan Geçmeyin

Bana inanmıyorsun bari korsana da inanma

Bilişim güvenliği uzmanı falan değilim. Bilgisayar mühendisi ya da programcısı da değilim. Hatta matematiği CB ile, mantığı (beşinci alışımd...

Blogun Kare Ası