02 Temmuz 2018

Ölüm sessizliğine gidiyor evren yahut #heatdeath iz kaming

Kaosun bize verebileceği bir ders var mı? Olmalı değil mi? Ama yok gibi görünüyor... Geçtiğimiz ayı yoğun bir iş/staj programıyla geçirdiğimden, günlük okumalarım (sonlara doğru seçimin etkisiyle biraz günlük siyasete kaysa da) genelde sadece kaçış edebiyatıyla sınırlı kaldı. Kaçmak için en çok tercih ettiklerim bir "leitmotiv" bile taşımayan tarzda romanlar olur; kimi zaman sadece kitap satmak amacıyla yazılmış polisiyeler, çoğunlukla da sürükleyici bir olay örgüsü ve çözülmesi güçmüş gibi görünen gizemler vaad eden macera romanlarını seçerim. Çoğu zaman da, aslen kaçış edebiyatı olarak görmediğim fantastik/bilim kurgudan [bilimkurgufantastik - BKF] başka kapıyı çalamam...

BKF bana her zaman şunu hatırlattığından aslında onu kaçış edebiyatı içine dahil etmem: Bizim evrenimiz ve gerçekliğimizle örtüşmez görünen hayal ürünü bir evren ve gerçeklikte de aslında bizim evrenimiz ve gerçekliğimize paralel ne çok şey vardır... Tolkien gibi bir gerçeklik kurgulama dahisini kenarda bırakırsak; aslında BKF'nin içinde bu dünyadan çok bezerlik olmasının en temel sebebi de gerçekte onların tastamam bu dünyaya ait olmalarıdır. Kanımca Tolkien'in eserlerinin benzersiliği ve ulaşılmazlığını sağlayan bu dünyanın oraya çok şey borçlu olmasındadır, ama konumuz bu değil.

Geçen haftaki siyasi hercümerç içinde, yine, her zamanki gibi, ben evrenin ve insanlığın sornlarından dem vurdukça gündem mütemadiyen öznel ve özel sorunlar yelpazesine sıkıştı kaldı. 2018 seçimi itibariyle gündemimizde ciddi bir ekonomik daralma ve yeniden hortlayan enflasyonist politikalar var ve kaçınılmaz olarak seçime "Soğan Lobisi" tartışması damgasını vurdu. Ama sonuçların değişmezliği ve tahmin edilebilirliği bir kez daha gösterdi ki, en çok dillendirilen öznel ve özel sorunlar alanına bile nüfuz edemiyor günlük siyaset - Öte yandan hayatımızdan bu kadar kopukkan hayatımızı bu kadar belirlemeye muktedir bir şekilde...

Siyasetimiz kendi kifayetsizliğiyle kıvranacağı yerde, bizim çaresizliğimizi güce tevdi eden bir merhalede; insanlık can çekişiyor ve dünya akıl almaz ve tahmin edilemez bir yöne deviniyor. Geçen yüzyılın başında, adına "Demokrasi" denilen bir ülkü etafında kümelenirse sadece siyaseti değil, dolaylı olarak geleceği de belirleyebileceklerine inandırılmış halk kitleleri üzerinde yürütülen karşılıklı manipülasyon faaliyetleriyle bugün herkes, herhangi bir şeyi belirleyebilecek araçtan mahrum; müphem olduğu ölçüde gevşek bir toplumsal konumu "mastar" kabul ederek kendini sürekli yeniden üretmeye çalışan (ve tanımı gereği bunda sürekli başarısız olan) bir kısır döngüye mahkum haldedir.

Birileri bu mahkumiyetten kaçmak istedi diye eleştirilebilir mi? Belki, kaçış hedefini yanlış (örneğin BKF olarak) seçti diye, evet. Ama kaçmak gerektiğini idrak ettiğimiz zaman kınama yerine ödüllendirilmeyi hak ediyoruz.

Entropiyle ilgili olarak daha önce de yazmıştım, o zaman da söylediğim gibi, bu hayli karmaşık fiziksel/kimyasal mevzuyla ilgili yetkinliğe sahip olduğumu falan iddia edemem ama yetersiz okumalarından anladığımın kısa özeti --- evren iki belli enerji düzeyi arasında; birisinden diğerine doğru dönüşümün yaşandığı bir yerdir ve "geri dönülemez nokta" arkada bırakıldığında bu enerji dönüşümü artık tersinir değildir. Yani, bir nebze de olsa, Fukuyama'nın önerdiği gibi, tarih belli bir yöne akıyor olabilir.

Evet, entropinin yanlış anlaşılması üzerinden Fukuyama'yı doğrulamak gibi cürretkar bir işe kalkışmışım gibi görünüyor:  Ama asıl soru da şu --- BKF evrenlerinin içine sızmış gibi görünen bizim evrenimize ait öğeler, aslında entropinin, tıpkı BKF romanını bitiren edebi enerji gibi bizim evrenimizi de nihayete erdirecek evren enerjisinin bir tezahürü olmadığını kim iddia edebilir.

Bildiğimiz evren madem bir enerji dönüşümleri sürecidir; dönüşüm tamamlandığında evren de devingenliğini yitirecektir. Bu önerme "Heat Death"  (Isı Ölümü - Enerji Ölümü) olarak bilinen kıyamet teorisinin çooook serbest yapılmış bir özetidir.

Eğer öyleyse, Fight Club'ın sonunda yıkılan binalar, LOTR'un sonunda limanlardan ayrılan yüzük taşıyıcıları, Matrix'in sonunda.... orda ne olduğu tam belli değil gerçi... İşte tüm bunlar ad birer "Heat Death" değil mi?

Durum buysa eğer, "Nobody exists on purpose, nobody belongs anywhere, everybody is going to die..."

Resimler:

  • https://www.deviantart.com/fluffiks/art/Industry-4-653714591
  • https://www.deviantart.com/tairenar/art/Pattaya-international-firework-749064981
  • https://tr.pinterest.com/pin/356910339210951799/

Bunu Okumadan Geçmeyin

Bana inanmıyorsun bari korsana da inanma

Bilişim güvenliği uzmanı falan değilim. Bilgisayar mühendisi ya da programcısı da değilim. Hatta matematiği CB ile, mantığı (beşinci alışımd...

Blogun Kare Ası