06 Eylül 2016

Boğazımızdan içeri bir şeyler giriyor işte

Dün anneme, bilmem kaçıncı kez endoskopi yapıldı. Nedir diye merak edenler için; gırtlağınızdan bir kamera sokarak yutağınıza midenize falan bakıyorlar. Ne var ne yok diye...

Anneme 10 sene kadar önce reflü teşhisi kondu, bir kaç sene önce de mide fıtığı başlangıcı dediler. Geçenlerde öyle kötü mide ağrıları yaşadı k, fıtığın başlangıç aşamasını geçip çatır çatır yardırdığı izlenimine kapıldık. Bunun üzerine annem, gırtlağından içeri kamera sokmaları için, televizyonda görüp "Ebey Namı Ali Sami" dediğiniz hastanelerden birisine bin lira ödemeye karar verdi.

Sorum şu: Ne zaman, tam olarak hangi tarihte, evet yaptıkları pek de kolay bir iş değil ama, doktorlara binlerce lira değerinde paralar ödememiz gerektiğine ikna olduk. Doktorlar yanlış anlamasınlar, kimsenin rızkında ekmeğinde gözüm yok. Kullanılan tıbbi aletlerin üretiminden, müdahale yapılabilir nitelikte bir tesisin açık tutulmması için yapılacak harcamalara kadar; tıbbın masraflı olduğu kadar meşakkatli bir iş olduğunun farkındayım.

Ama neden öyle? Her şeye eyvallah da, hayatla ölüm arasındaki bir mesele demek olan tıbba neden binlerce lira verelim yani, nedir bunun arkasındaki büyü? Hayatta kalmaya devam etmemiz için, mesela çöp toplama hizmeti de epey önemli bir iş, hatta endoskopi mi yoksa çöpçülük mü insan uygarlığı için daha hayatidir diye soracak olsanız, ben tercihimi çöpçülükten yana kullanırım.

Ve çöpçülük de kolay bir iş değil. Belki beceri ve eğitim konusunda, meslekler içindeki en düşük seviyeli iş, orası tamam. Çöpçüleri rencide etmek istemem ama, çoğu zaman eğitimli bir primat bile sizin işinizi yapabilirmiş gibi geliyor, ne yapalım durum bu! Öte yandan yakın zamanda çöp toplama hizmetlerinin otomasyona bağlanacağını tahmin etmek için mühendis olmak gerekmiyor, gerçi ben mühendisim ama konumuz o değil.

Konumuz şu: Neden herkesin yapabileceği bu işi kimseler yapmak istemiyor da, ancak en zeki, en yetenekli ve en iyi eğitimli bir kaç kişinin yapabileceği kadar zor bir iş olan doktorluğu herkes yapmak istiyor.

Cevap basit: Parası yüzünden! Tamamıyla bu, başka bir sebebi yok. Günün birinde bir ülke, çöpleri topladığı için belediye görevlilerine binlerce lira maaş vermeye başlarsa, o ülkede en başarılı öğrencilerin "Çöpçülük Fakültesi" bölümlerini tercih ettiğini görürsünüz. Şüphem bile yok.

Pekiyi, bir de şuradan bakalım. Bir yıl içinde, ya da son on yılda; hatta süreyi uzatalım, ortalama bir insan ömründe, hangisinin hizmetini daha sık, daha yoğun ve daha ikame edilemez bir biçimde aldınız; çöpçünün mü yoksa doktorun mu?


Tıp dediğin de sektör olmuş, ticaret olmuş...
Doktorlar kızmasın ama, şuraya varmaya çalışıyorum: Evet, doktorların hepsi aynı anda işi bıraksalar; grevden falan bahsetmiyorum; bir anda bütün tıp çalışanları artık çalışmamaya başlasa ve yerlerine yeni kimse gelmeyecek olsa, dünya nüfusu çok sağlam bir yumruk yemiş gibi azalıverir.

Fakat aynı durum çöpçüler için de geçerli! Çöpleriniz toplanmadan 1 hafta geçiremezsiniz; dünya nüfusunun yüzde 60'ı şehir bölgelerinde yaşıyor ve iyi ya da kötü bir çöp toplama hizmeti alıyor. Dahası, kapitalizmin geliştiği ya da gelişmekte olduğu ülkelerde en az 10 kat daha fazla olmak üzere, 4 kişinin yaşadığı bir ev her yıl 5 ton evsel çöp üretiyor. Ve bu çöplerin çoğu doğaya ve insan sağlığına doğrudan zarar verecek kimyasal terkibe sahip malzemeler ihtiva ediyor.


Doktorlar bizi hastalandığımız zaman kurtarıyorlar, doğru. Ama çöpçüler de her yıl 3 milyar insanın sıtmaya yakalanmasına engel olmak için durmak bilmeden çöp topluyorlar. Ve üstelik  en pis işler listesinde hayli yukarıda olan bir işi icra ediyorlar.

Ve asgari ücretle çalışıyorlar.

Ve annem, minicik ihtiyar gırtlağından kamera soksun diye, bir doktora bin lira verdi. Doktor da "durumunuzda değişen bir şey yok, ilaç dozlarını değiştirelim, ağrılarınız azalmasını bekleyelim. Olmazsa bir daha endoskopi yaparız" dedi...

Bu işte bir yanlışlık var!

Bunu Okumadan Geçmeyin

Bana inanmıyorsun bari korsana da inanma

Bilişim güvenliği uzmanı falan değilim. Bilgisayar mühendisi ya da programcısı da değilim. Hatta matematiği CB ile, mantığı (beşinci alışımd...

Blogun Kare Ası