17 Kasım 2016

Çünkü sen her şeyin en iyisini biliyorsun Türkiye

Kitabı okumayan (sanırım) turuncu kıyafetli olan... Diğerlerine yüklenmeyin bari...

kabir ölüyle dolu
kadeh rakıyla
"biz de doluyuz" derler
bes doludurlar
ağızlarına kadar lakırdıyla
- nazım

Biliyorum, güncelliğini yitirdi ama... Ben de meşguldüm, zamanında giremedim.

Yazıyı oldukça ileri bir tarihte okuyacak olanlar için biraz özet geçeyim... Geçen ay, işi magazin haberlerini sunmak ve yorumlamak olan bir kadıncağız, detayını da bilmiyorum ya, bilmek ve öğrenmek de istemiyorum ayrıca, nereden icap ettiği önemsiz ama, Kürk Mantolu Madonna ile ilgili bir yorum yapmaya çalıştı. Ancak romanın, amerikan dansözü Madonna olduğunu zannettiğinden büyük bir gaf yaptı.

Ve yer yerinden oynadı.

O günden beri kadına yüklenen yüklenene... Hatta, ilk günler ben de azıcık saydırmıştım, yalan yok. Ama olay kıas sürede çığırından çıktı. Ciddi bir linç kampanyasına dönüştü. Bir ara Twitter'da World Trend listesine kadar girdi.

Sabahattin Âli'nin adını, ölümünden 80 sene sonra yeniden meşhur eden ve nereden bu 2010'lar popülerliğini kazandığını bilmediğim, incecik ve şahsi kanaatimce Sabahattin Âli'nin en iyi işleri arasında da yer almayan (lütfen taşlamayın) Kürk Mantolu Madonna, Starbucks'ta fotoğraf çekilmelik bir kitap seviyesine indirileli 2-3 sene oluyor.

Yani şunun şurasında 2-3 senedir varlığı bilinen, öğrenilen ya da yeniden hatırlanan bir kitap...

Yani... Aslında 2-3 sene öncesine kadar, sadece dar bir zümrenin, edebiyatla ilgili, sanat ve felsefeyle ilgili dar bir çevrenin varlığından haberdar olduğu... Ama yeninden popüler olunca aninden herkesin sahiplendiği bir kitap...

Bu kadıncağız, belli ki bu trene yetişememiş... Duymamış işte kitabı. Komik değil, üzücü değil, gayet normal bir durum.

Keyifli bir okuma, evet, ama Türkçe'nin köşe taşlarından birisi de değil ki bu uzun öykü... Âli'nin yazdığı milyonlarca satır varken, onu belki de en az temsil eden bu kitap üzerinden bir edebiyat eleştirisi inşaa etmek bana mümkün görünmüyor...

Ama, vay sen misin benim bildiğim bir şeyi bilmeyen! Yüklenen yüklenene! Vurun abalıya, tarzı bir linçe dönüştü olay adeta...

"Sen nasıl olur da bu önemli ve güpgüzel romanı bilmezsin, aşağlıklar insanı" şeklinde, öfkesini kustu herkes kadıncağıza... Zavallı kadın enetelektüel kifayetsizliğimizin bütün hıncını tek bir gafla taşımak zorunda kaldı.

Linç trenine herkes katıldı, en insaflı olmasını umduklarınız bile...

İyi de...

Bir de benim durumumu düşünün, vicdansızlar...

Kütüphanemde 5000 kitap tozlanıyor, dönüp dolaşıp kendimi yine bir kitapçıda buluyorum, sık kullanılanlarda instagram falnn değil düpedüz idefix var bende..

Sanırsın bütün ülke James Joyce'u bitirdi de Milan Kundera'ya mı geçsek acaba derdinde... Kahveyle instagram resmi çektirmek için haspel kader okuduğu kitapla artizlik yaptı herkes...

Ama beni de düşünün ya, azıcık beni de düşünün...

Ben ne yapam? Benim, herkesten, sizin bu Funda hanımdan nefret ettiğiniz kadar nefret etmem lazım. Size bir okuma listesi çıkarsam, yüzde 40, yok ya, yüzde 10 kadarını okumuş olanlardan bir halı saha takımı oluşturacak adam toplayamam...

Ben ne yapayım... Hepinizin adını tek tek verip rencide etmek için twitter yetmez, 140 karakter sınırı var neticede...

Sizin bu çakma entelliğinizin seline kapılsam, benim cinayet işlemeye başlamam lazım...

Velhasıl, zavallı insanlara yüklenmeden önce, size de birilerinin yüklenebileceğini unutmayın...

"Ben de çok şey değilim ama bu kadar da şey değilim yaaaneee" diye düşünüyorsunuz ya...

Aslında o kadar da şeysiniz...

Hiç yorum yok:

Bunu Okumadan Geçmeyin

Bana inanmıyorsun bari korsana da inanma

Bilişim güvenliği uzmanı falan değilim. Bilgisayar mühendisi ya da programcısı da değilim. Hatta matematiği CB ile, mantığı (beşinci alışımd...

Blogun Kare Ası